Sendika hakkı Anayasa’da uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış temel bir haktır.
Temel bir hakkı kullanmak için insanların bir neden göstermesine gerek yoktur.
Sendika hakkının temel bir insan hakkı olması tek başına işçilerin sendika üyesi olmaları için gerekli ve yeterli koşuldur.
Bu nedenle işçilere “Neden sendika üyesi oluyorsun?” sorusunu sormak sendika hakkının niteliği ile bağdaşmayan bir sorudur.
Nitekim Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) üyesi oldukları için işten atılan ve 224 gündür işyerinin önünde sendikaları ile birlikte direnen DHL Express işçileri de “Neden sendikalı oldunuz?” sorusuna bu netlikte yanıt vererek diyorlar ki:
“Bir işçinin sendikalı olması için kötü bir hikayesi olmasına gerek yoktur.”
Evet “Bir işçinin sendikalı olması için kötü bir hikayesi olmasına gerek yoktur” ancak;
DHL işyerinde olduğu gibi sırf maliyetleri düşürmek için 5 yıldan fazla kıdemi olan işçiler işyerinde çalıştırılmıyorsa,
Beyaz yakalı oldukları için “Ücretiniz yüksektir” diye fazla çalışmaları ödenmiyorsa,
Hakkını arayan işçiye buyurgan bir dille “İşine gelmiyorsa çalışma, dışarıda bu işi bekleyen binlerce insan var” denilerek kapı önü gösteriliyorsa,
Ücret zamları liyakate, kıdeme göre değil işverenlerin keyfine göre uygulanıyorsa,
Yarı zamanlı çalışma, asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi (taşeron) üzerinden işçiler baskı altına alınıyorsa,
Şirket içi sözüm ona işçi şikayetleri için oluşturulmuş denetim mekanizmalarına başvurup şikayet hakkını kullanan işçiler sırf bu nedenle cezalandırılıyorsa,
220 ülkede faaliyet gösteren DHL işvereninin Avrupa’da sendikasız işçi çalıştıran tek işyeri Türkiye’de ise,
İşçilerin sendika haklarını kullanmamaları akla ve insan doğasına aykırıdır.
Üstelik DHL Express işvereni UNI Küresel Sendika ve TÜMTİS’in üyesi olduğu Uluslararası Konfederasyon olan İTF (Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu) ile yapılan protokolde sendika hakkına saygılı olmayı kabul ve taahhüt etmiştir.
Bu protokolün altında DHL’nin ortağı olduğu Alman hükümetini temsilen Alman Sanayi Bakanının da imzası vardır.
DHL Express tüm Avrupa’da sendika hakkına saygı duyarken Türkiye’de toplusözleşme yetki belirleme sisteminin açmazlarından yararlanarak imzalamış olduğu protokole aykırı davranmakta hiçbir sakınca görmemektedir.
Sendika hakkına karşı çıkan tüm işverenler gibi DHL Express işvereni de bilmektedir ki yasal haklarını kötüye kullanıp, toplusözleşme yetki sistemine itiraz ettiğinde zaman kazanacak, kazandığı bu zamanı elinden geldiğince sendikasızlaştırma için kullanacaktır.
Tüm Avrupa’da sendika hakkına saygı duyan DHL Express işvereni Türkiye’de duymamış, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 23.02.2017 tarihinde sendikanın toplusözleşme yetkisine sahip olduğunu gösteren yetki tespitine 03.03.2017 tarihinde itiraz etmiştir.
Sendikanın toplusözleşme yetkisine itiraz etmekle yetinmeyen işveren sendikal örgütlenmede öncülük yapan 9 işçinin iş sözleşmesini de sona erdirmiştir.
DHL işvereni yapmış olduğu yetki itirazına işten çıkartmalara karşın sendikadan istifa etmeye direnen işçilerin direncini kırmak için zaman zaman vaatlerde bulunmakta, zaman zaman aba altından sopa göstermektedir.
Beyaz yakalı işçileri “Sendikaya mavi yakalı işçiler üye olabilir. Sizin sendikada ne işiniz var?” diye baskılamaya çalışırken, küçümsediği mavi yakalı işçilere el altından zam ve kariyer vaatlerinde bulunmaktadır.
İşçileri bölerek sendikasızlaştırmaya çalışan DHL işvereni diğer yandan da “Sendikalı işçilere de sendikasız işçilere de aynı zam verilecek. İşinizi neden riske ediyorsunuz?” diyerek işçilerin kararlılığını ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.
DHL Express işçilerinin 224 gün süren direnişi, bu süre içerisinde sendikaları TÜMTİS’te üyeliklerine devam etmeleri, bir kez daha işverene rağmen toplusözleşme yetkisi almanın tek yolunun işçilerin bölünmeden, parçalanmadan birlikte mücadelesine bağlı olduğunu ortaya koymaktadır.
DHL Express işçileri sendikal hakkı için verdikleri bu mücadeleyi kazanacaklardır.
İşverene rağmen elde edilen her toplusözleşme yetkisi bu ülkede “Neden sendika üyesi oluyorsun?” sorusunun sorulmasının önünde bir bariyer oluşturacaktır.
DHL Express işçileri ve onlar gibi kararlı mücadele veren işçiler bu ülkede “Neden sendika üyesi oldun?” sorusuna herkesin “Bir işçinin sendikalı olması için kötü bir hikayesi olmasına gerek yoktur” yanıtını vermelerini sağlayacaktır.
28 Şubat 2018 / Adaletin İş Yüzü / Evrensel Gazetesi