İşverenler “vakit nakittir” sözünü çok sever. İşe beş dakika geç gelen veya beş dakika erken çıkan işçi, iş akışını bozmakla suçlanır.
İşverenin zamanı çok kıymetlidir. Her dakikası boşa geçirilmeden kullanılmalıdır. “Büyük abdestini işyerinde yapan işçi benden çalıyordur” diyen işveren gördüm. İşveren sahiplendiğinde bu denli kıymetli olan “zaman”, işçiden gittiğinde değersizleştirilir.
Kolayca “ne olur baş dakika geç çıksan” denilir. Geç çıkmayı kabul etmeyenler en azından bakışlarla kınanır. İş gününün bitimine dakikalar kala verilen, mutlaka yetiştirilmesi gereken acil işlerle işçinin zamanı arsızca tırtıklanır.
İşçinin her gün beş dakika, on dakika geç çıkması görülmez, ayda yılda bir geç kalması ya da erken çıkması hemen göze batar.
Aslında işçilerin de yasalara göre “zaman benim için de kıymetlidir” diyebilme hakkı vardır.
Gece 7,5 saatten fazla çalışan işçi haftalık çalışma süresi olan 45 saati aşmasa da fazla çalışma ücreti isteyebilir. İşçinin gece (Saat 20:00-06:00 dönemi) 7,5 saati aşan çalışmasının en az yüzde 50 fazlasıyla işçiye ödenmesi gerekir.
Günlük çalışma süresi, fazla çalışmalar dahil 11 saati aşamaz. Haftalık 45 saati aşan çalışma olmasa da günde 11 saati aşan her dakika fazla çalışmaya girer. İşveren günde 11 saati aşan çalışmaları en az yüzde 50 zamlı ödemek zorundadır.
Üstelik fazla çalışmalar iki aylık süre içerisinde ortalaması 45 saate denk gelecek şekilde denkleştirmeye tabi tutulabilirken, günde 11 saati aşan çalışmalar denkleştirmeye tabi tutulamaz; fazla çalışma ücreti ödenmesi gerekir.
Bunları ben söylemiyorum. Mahkemelerde verilen kararların denetlendiği yüksek yargı merci olan Yargıtay söylüyor. Yargıtay’a göre;
a. “İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.”
b. “Diğer taraftan, yıllık 270 saat fazla mesai ücretinin aylık ücrete nasıl dahil edileceği konusunda dikkat edilmesi gereken nokta, haftalık bazda hesaplama yapılması gerekliliğidir. Yıllık 270 saat; haftalık 5,20 saat fazla mesai süresine denk gelmektedir. O halde, davacının her hafta için kaç saat fazla mesai yaptığı hesaplanmalı, bu haftalık fazla mesai süresinden 5,20 saat düşülerek o hafta için kalan fazla mesai süresi hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.
Bu bağlamda, örneğin, 270 saatlik fazla mesai süresinin “takvim yılı” itibari ile değerlendirilerek işçinin haftalık fazla mesaisinin 5,20 saati aşmasına rağmen “takvim yılı” içindeki fazla mesaisinin 270 saati aşmadığından bahisle fazla mesaisi 5,20 saati aşan haftalar için hesaplama yapılmaması hatalı olacaktır.”
c. “Günlük çalışma süresinin on bir saatten fazla olamayacağı kanunda emredici şekilde düzenlendiğinden, tespit edilen fazla sürelerin denkleştirmeye tabi tutulmaması, on bir saati aşan çalışmalar için zamlı ücret ödenmesini gerektirir.”
d. “İş Kanununun 63’üncü maddesinin son fıkrası uyarınca sağlık kuralları bakımından günde ancak 7,5 saat ve daha az çalışılması gereken işlerde, bu süreyi aşan çalışmalar fazla mesai ücreti ödenmesini gerektirir.”
e. “Maden ocakları, kablo döşemesi, kanalizasyon, tünel inşaatı gibi işlerin yer ve su altında yapılanlarında, günlük çalışma esası vardır. “
f. “En önemlisi ise gece çalışmalarında getirilen sınırlamadır. Kanunun 69/3 maddesi uyarınca “işçilerin gece çalışmaları günde yedi buçuk saati geçemez”. Kanunda belirtilen bu süre günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın bir sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden haftalık kırk beş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa dahi, günde yedi buçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir.”
Yargıtay, işçinin zamanını fazladan alıyorsan fazladan ücret ödeyeceksin diyor işverene.
İşverenlerin beş dakika, on dakika diye önemsizleştirdikleri, el koydukları süreler, aslında beş on dakika değildir yönetmeliklere göre.
İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği’nin 5. maddesi “fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sürelerinin hesabında, yarım saatten az olan süreler yarım saat, yarım saati aşan süreler ise bir saat sayılır” der.
Örneğin işveren bir işçiyi işten on dakika geç çıkarmışsa yarım saat, 40 dakika geç çıkarmışsa bir saat fazla çalışma ücreti ödemek zorundadır.
İşveren işçilerin yapmış olduğu fazla çalışmaları saat olarak bordrolara yansıtmak, bordrolarda saat ücretine göre hesaplanmış tutarları göstermek ve işçinin normal ücretine ekleyerek işçiye ödemekle yükümlüdür.
Evet, vakit nakittir. Yasalara ve Yargıtay’a göre işçilerin vakitleri de nakittir, kıymetlidir. Aslında işçiler de zamanlarının kıymetli olduğunu bilir. Bilir de gereğinin yapılmasını istediğinde işten atılmasını engelleyecek gerçek anlamda iş güvencesi olmadığı için zamanından çalınmasını sineye çekmek zorunda kalır.
11 Ocak 2016, Adaletin İş Yüzü, Evrensel Gazetesi