İşçilerin iş yasasından doğan haklarını özetleyen biz yazı yazmıştım. Okuyucularım istedi, şimdi de işçilerin sendikal haklarını köşemin sınırlarını zorlayarak özetlemeye çalıştım.
1. Sendika hakkı, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı Anayasa’da yer alan sosyal haklardandır.
2. Bir hakkın anayasada yer alması, o hakkın güvenceye alınmış olduğunu, devletin anayasal güvence altına alınmış bu hakkın kullanılmasını sağlamak için yükümlülük altına girmiş olduğu anlamına gelir.
3. Sendika, toplu iş sözleşmesi ve grev haklarına kısaca sendikal haklar veya kolektif haklar denilmiştir.
4. Sendikal haklar birisinin varlığı diğerinin de var olup olmamasını anlamlandıran haklardır. Bu nedenle sendikal haklar “Siyamlı ikizlere” benzetilerek açıklanır.
5. Sendikal haklardan birisi yoksa diğerlerinin varlığından söz edilemez. Örneğin sendika kurma hakkı var, grev hakkı veya toplu iş sözleşmesi yapma hakkı yoksa artık sendika hakkının varlığından da söz etmek hukuken olanaklı değildir. Bu duruma kısaca sendikal hakların bölünmezliği ilkesi denilir.
6. Sendikal hakların tek güvencesi anayasa değildir. Sendika hakkının güvencesi ve kapsamı anayasa ve sendika hakkıyla ilgili uluslararası sözleşmeler birlikte ele alınarak saptanması gerekir.
7. Anayasa mahkemesi bu gerçekliğe dikkat çekerek demiştir ki:
a. “Anayasanın 51-54. maddelerinde düzenlenen sendikal hak ve özgürlükler, benzer güvenceler getiren başta Örgütlenme Özgürlüğü Sözleşmesi ile Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi olmak üzere ilgili Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı ile tamamlanmaktadır.”
b. “Anayasanın 51-54. maddelerinde düzenlenen sendikal hak ve özgürlüklerin kapsamı yorumlanırken bu belgelerde yer alan ve ilgili organlar tarafından yorumlanan güvencelerin de göz önüne alınması gerekir.” (Anayasa Mahkemesi, Başvuru No:2013/8463, T. 18.09.2014, RG.04.12.2014 T. 29195 sayı)
8. Türkiye, 2008 yılında Birleşmiş Milletlere (BM’ye) gönderdiği Hükümet Raporu’nda uluslararası sözleşmelerin iç hukukta doğrudan uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Hükümet Raporu’na göre:
“Onay süreci tamamlandığında uluslararası antlaşmalar iç hukukun parçası olur. Ve iç hukukta uygulanabilir. Sözleşmenin, iç hukuk üzerinde doğrudan etkisi vardır. Ve kuralları ulusal mahkemeler önünde doğrudan ileri sürülebilir.”
9. Görüldüğü gibi Hükümet, BM’ye yazdığı resmi raporda uluslararası sözleşmelerin iç hukukta uygulanmasını belirtmekle yetinmemiş, ayrıca bu sözleşmelerin ulusal mahkemeler önünde doğrudan ileri sürülebileceğini de kabul etmiştir.
10. Bir işçi sendikasının sendika olarak kabul edilmesi için adının sendika olması, Sendikalar Yasası’nda öngörülen şekil şartlarını yerine getirerek kurulmuş olması yetmez.
11. Sendikanın sendika olabilmesi için işverenden siyasi iktidardan bağımsız olması zorunludur. Sendikaların işverenden ve siyasi iktidardan bağımsız olma zorunluluğuna “sendikaların saflığı” ilkesi denir.
12. Türkiye’de işverenler işçilerin Anayasa ve Uluslararası Sözleşmelerle güvence altına alınmış olan sendika hakkını, kabullenememişlerdir.
13. İşçilerin sendika haklarının temel bir hak olduğunu kabul etmek istemeyen işverenler, sendikasızlaştırmayı bir işletme politikası haline getirmişlerdir.
14. Sendikal haklara güvence getirmekle yükümlü olan devlet ise sendika hakkını yapmış olduğu yasal düzenlemelerle sadece şeklen tanımış, kendince “makbul” görmediği sendikaların örgütlenmesine izin vermemiştir.
15. Bugün yürürlükte olan yasalar sendika üyeliğine, sendika seçme özgürlüğüne güvence getirmekten çok uzaktır.
16. Yürürlükte olan yasal sistem içerisinde işveren veya devletin icazetini almadan bir işyerinde sendikanın başarılı bir örgütlenme yapması neredeyse olanaksızdır.
17. Sendikal hakların önündeki engellerden sadece birisi, toplu iş sözleşme yetki belirleme süreci dahi sendika hakkını işlevsiz kılmaya yetmektedir. İşveren veya devletin icazetini almamış bir sendikanın, işverenin toplu iş sözleşmesi yetki tespitine itiraz etmesi halinde yetkili sendika olarak kabul ettirmesi için ortalama 424 gün geçmesi gerekmektedir.
18. İşveren yetki tespitine itiraz ederek kazandığı süre içerisinde, işçileri işten çıkartarak, işten çıkartma tehdidi ile sendikadan istifa ettirerek sendikasızlaştırma amacını yasal sistem sayesinde başarıyla gerçekleştirmektedir.
19. Sendikanın sendika olmadığı, toplu iş sözleşme düzeninin, grev hakkının sendikal hakların amacıyla uyumlu güvenceye sahip olmadığı çalışma ilişkileri demokrasinin olduğu bir ülkede sürdürülemez.
20. Kısaca, Türkiye’de sendikal haklar varmış gibi oyunu, demokrasi varmış gibi oyununun bir bölümü olarak sahnelenmektedir.
7 Aralık, Adaletin İş Yüzü, Evrensel Gazetesi