Köylerimize bayramı kutlamaya gittik. Bayramda tüm yollar doluydu.
Allah’a şükür bir çoğumuzun arabasındaki lüks de fena değil. Klimalarımız var. Camlarımız simsiyah. Dışarıdan içeriyi görmek olanaklı değil. Farlarımız pırıl pırıl, kısası, uzunu, sis lambası, parlak ışık vereni hepsi var.
Yollarımızda iyi. Hemen her yol gidiş dönüşlü çift şerit.
Yol boyunca çok önemli trafik dersleri aldım. Biliyorum herkes bu dersleri biliyor ama, ben derli toplu bir şekilde sıralamak zorunda hissediyorum.
Bir: Yollarda her aracın markasına ve fiyatına göre bir hiyerarşi var. BMW, Mercedes, Audi, markasını bilmediğim çok katlı apartman gibi cip vb araçları alanlar sadece araçlarına para vermiyor. Onlar aynı zamanda sol şeridin tapusunu, her türlü geçiş üstünlüğünü de satın alıyorlar. Sizin hız sınırları içerisinde sollama yapma hakkınız ancak arkanızda bu araçlardan birisi yoksa var.
İki: Karşıdan gelen araçların uzun farlarını söndürmeleri için sizin de uzunları yakıp onları göremez hale getirmeniz zorunlu. Eğer arkanızdaki uzunları yakmışsa tek çareniz hızınızı yükseltip arkanızdaki aracın uzun farlarının menzilinden kaçabildiğiniz kadar hızlı kaçmak. Ya da daha hınzırcası, eğer dayak yemeyi, en azından küfür yemeyi göze alıyorsanız, sizin arkanızdan uzun yakanı siz önünüze alıp uzun yakacaksınız.
Üç: Sis lambaları sis için değildir. Sisi lambaları dahil ne kadar ışık varsa yakıp canavarca bir görünümle ilerlemek her sürücünün hakkıdır. Hele ön sis lambalarını neden yakıyorsun demek bile çok yadırganan bir cahillik örneğidir. Farın varsa hepsini yakacaksın.
Dört: Tek şeritli yollarda karşıdan gelen aracın sana uzunlarını yakıp işaret vermesi sollama yapması için gerekli ve yeterli koşuldur. Sen şerit ihlali yapılmasına katlanacak, kafa kafaya vurmamak için frene basıp hızını keseceksin.
Beş: En sağdan en sola zikzak çizerek, makas yaparak gitmek cesaretin, ustalığın göstergesidir. Başkalarının canını tehlikeye atan bu yiğitlere kızmayacak, onların cesaretini ve ustalığını seni yoldan atamadıkları sürece hoş göreceksin. Yoldan attıklarında ise yaşıyorsan yaşadığına dua edeceksin.
Altı: Ne yaparsan yap, belirli noktalara geldiğinde trafik kilitlenecek. Kilitlenen trafikte ilerlerken sahip olduğun haklar var:
a. Canının sıkıntısını gidermek için yediğin içtiğin her şeyi, her türlü çöpünü yola veya yolun kenarına atabilirsin. Örneğin, oto yolda Sapanca-İzmit arasında trafiğin sıkıştığını yol kenarına atılmış naylon poşet, su şişe vb. eşyalardan anlamak olanaklıydı. Böylece her trafik sıkıştığında iz bırakıp imzanı atacaksın.
b. İmdat şeridi olarak yapılan şerit, akıllıların sıkışıklıkta ilerlemesi, daha az akıllıların ise ne olur ne olmaz imdat şeridi açık tutulmalı diye düşünüp, imdat şeridini dolduran akıllılara öfkeyle bakmaları için yapılmıştır.
c. İmdat şeridinde arsızca gitmek hakkınızdır. Tepki gösterenlere pişkin pişkin sırıtmanız, yetmezse, tehditkar bakışlar atmanız, o da yetmezse bağırıp küfretmeniz, hatta fiziki saldırıya geçmeniz, fiziki yetenekleriniz elverdiğince sizin en doğal hakkınızdır.
Bayramda yola çıkan hiç kimse bizim, yukarıda özetlediğim haklarımızı kullandığımız, haklar konusunda bilincimizin sıçrama yapmış olduğu gerçeğini yadsıyamaz. Hatta, bazı ufak tefek kusurlarımız olmasa bu konuda batı medeniyetini sollamak üzere olduğumuzu da söyleyebiliriz.
Dokuz günlük Kurban Bayramı tatilinde 163 trafik kazasının meydana gelmesi, bu kazalarda 134 kişinin yaşamını kaybetmesi, 650 kişinin yaralanması ise kader. Kurban Bayramı’nın fıtratında var. Hatta bizim bayramların fıtratında var. Kurban Bayramı’nda yola çıkarsan, ölümü de göze alacaksın.
Böylece, bayramda gelmeni bekleyenlerin, bayramda geldiğin yerden sağ salim geri dönmeni bekleyenlerin gözlerine uyku girmeyecek. Bayramda heyecan doruk yapacak. Her iki saatte bir telefonla neredesin, nereye ulaştın sorularıyla bayram tatili heyecanlı bir filmde rol almaya dönecek. Bundan iyi eğlence, bundan iyi bayram mı olur? Benim gibi haklarının bilincinde olmayanlar ise, bayramın bu inceliklerini, trafiğin bu kurallarını bilmedikleri için öfkeden dokuz doğuracak.
EVRENSEL GAZETESİ 30.9.2015