Bugün bayram.
Bayramlar insanlığın ortak zafer günleridir.İnsanın doğaya, zulme başkaldırısı anılır, bu uğurda kazanılan zaferler, kutsanır.
Örneğin, Nevruz’u siz gün dönümü olarak ele alıp, zorlu geçen kışın bahara dönmesi olarak kutsasanız da Nevruz zafer günüdür. Nevruz’u siz demirci Kawa’nın acımasız yabancı hükümdar Zahhak’a karşı isyanı olarak el alsanız da, Kawa’nın Dehak’ın askerlerine karşı başlattığı ve başarılı olduğu başkaldırı olarak alsanız da Nevruz zafer günüdür.
Üstelik 21 Mart’ın adı size göre Nevruz’dur. Bir Hristiyan’a göre ise Nevruz değil paskalyadır. Hristiyanlara göre ilkbahar gün dönümünün yaşandığı 21 Mart’ta dolunayın görülmesinden sonraki ilk pazar günü, paskalya, yani Hz. İsa’nın diriliş günüdür. Paskalyada kırmızıya boyanmış yumurtalar dirilişin sembolüdür.
21 Mart Germenlerde Ostara olarak adlandırılır. Güneş bayramı olarak güneş tanrısının doğumunun kutlandığı, gece ve gündüzün, karanlık ve aydınlığın, kadınsılığın ve erkeksiliğin, birlikte bir uyum içinde olduğu gün olarak kabul edilir. Yeni bir hayatın doğuş zamanıdır. Bu nedenle, sembolü yumurtadır. Ostara ile Germen tanrıçası Eostre onurlandırılır.
21 Mart aynı zamanda ana tanrıça Kybele ile onun aşık olduğu Frigya Tanrısı Attis’le birlikte dirilişin kutsandığı gündür.
Yani bayram herkese göre farklı nedenlerle de olsa, insanlığın bir zaferinin kutsandığı zafer günüdür.
Bugün Kurban Bayramı. Kurban kesmek, kurban keserek çok tanrılı dinlerin olduğu dönemde tanrıların, tek tanrılı dönemlerde tanrının rızasını almaya çalışmak insanlığın ortak etkinliğidir.
Oğlu Sosrikua yiğit savaşçılarının yanında yer alınca, onun annesi, Kafkas Nart mitolojisi kahramanı Seteney Guaşe bu durumu kurban keserek kutlar. Sümer Tanrıçası Nansuri de oğlu Gılgamış’ı korumak için en büyük Tanrı’ya kurban keser. Manas destanında Tanrı yoluna kurban edilen atlardan söz edilir.
Kurban sadece hayvan değildir. Aksine, kurban inancının kökeninde ilk çocukların kurban edilmesi bulunduğu belirlenmiştir. Tanrının olduğu kabul edilen ilk doğan çocuk, kurban edilerek tekrar tanrıya sunulmakta, bu şekilde insan soyunun yaşaması sağlanmaya çalışılmaktadır. Kartacalılarda doğan ilk çocuk Tanrı Baal Hammon’a, kurban edilmiştir. Truva Savaşı’nda Menelaus, gemilerinin yelkenlerini rüzgarla doldurmaları karşılığında kızı İphigenia’yı tanrılara kurban eder.
İnsan kurban etmek neredeyse tüm eski kültürlerde var olmuştur. Bu nedenle Hz. İbrahim’in ilk oğlu yerine koç kurban ederek, insan kurbanına son vermesi, insanlığın bu kez tanrılara karşı, kör inançlara karşı bir zaferi, toplumsal anlamda bir inanç devrimi olarak görülmüştür.
Evet, bayramlar zafer kutlamalarıdır. Her zaferin arkasında insanlığın yaşadığı büyük acıların, savaşların, yıkımların bulunduğu anımsandığında, tüm bayramların insan oğlunun direnişini simgelediği görülecektir.
Bugün insanlık çocuklarını tanrılara kurban etmiyor. Bugün insanlık, çocukların tanrılara kurban edildiği dönemlerde yıllar süren savaşlarda ölen çocuk sayısının, insan sayısının onlarca katını bir silahla bir düğmeye basarak gerçekleştiriyor. İnsan kurban edilen dönemlerle bugün kıyaslandığında, o günlere göre katbekat insan, başka insanların güç, iktidar, kâr hırsına kurban giderek ölüyor.
Belki de Kadeş Savaşı’nda Hitit ve Mısır ordularının verdiği kaybın misli her yıl iş kazalarında can veren işçilerle yaşanıyor.
İnsan kurban etmek bitti ama insanın insana zulmü bitmedi. Halen savaş tanrılarına kurban edilen çocukların ölü bedenleri sahillerimize vurmaya devam ediyor. İnsanın insana zulmünü sona erdiren büyük zafere kadar biz her bayramda insanlığın baş eğdirdiği zulümleri anımsamaya devam edelim ki, umudumuz yitmesin.
İyi bayramlar.
EVRENSEL GAZETESİ 24.9.2015