| Bir gazetenin “50 yıl önce bugün” köşesindeki haber çok ilgimi çekmişti. Anımsayabildiğim kadarıyla haber “Yerli korniş sanayini baltalamak için korniş ithal eden vatan hainleri yakalandı” diye manşet atmış. Haberi 1986’da okudum. Demek ki 1936 yılında korniş ithal etmek bu ülkede vatan hainliği olarak tanımlanabilir bir durumdu. Okullarda kutlanan “yerli malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı” diye tekerlemelerin söylendiği yerli malı haftalarını ise sanırım birçok kişi anımsayacaktır. Devir değişti. Artık hiç kimse yerli sanayiyi baltalamak için ithalat yapanlardan söz etmediği gibi, ithalat yapanlara vatan haini deseniz, sizi deli diye akıl hastanesine kapatırlar. Şimdi ise yeni vatan hainlerimiz çıktı. Yeni vatan hainliği tanımıyla ilk kez Kocaeli’nde Yeminli Mali Müşavirler Odası’nın düzenlediği bir toplantıda karşılaştım. Kayıt dışıyla mücadelenin tartışıldığı toplantıda, konuşmacılardan birisi sözü Telekom’un özelleştirmesine getirdi ve özelleştirmeye karşı çıkan vatan hainleri yüzünden devlet 100 milyon dolar zarar etti diyebildi. Hafifçe gülümseyip, vatan hainliği sıfatını almayı da göze alarak bir iki laf ettim. Çok ilginç bir ülkede yaşıyoruz dedim. 70 yıllık bir tarih kesiti içerisinde değer yargıları bir uçtan diğer uca o kadar çabuk değişiyor ki insanın başı dönüyor. Bugün ise önümde bir resim duruyor. SEKA tarihi kitabının kapağından alınan bu resimde İzmit SEKA’da ilk üretilen kağıtla işçiler, fabrika yöneticileri, dönemin sanayi bakanı poz vermiş pırıl pırıl bakıyorlar. Sokakta ise ‘SEKA kapatılamaz’ diye yürüyen işçilerin sesleri yankılanıyor. İzmit SEKA, 27 Ocak 2005 tarihinde kapatılıyor. Kapatılmasına karşı çıkan işçiler, haklılıklarını anlatabilmek için, fabrikanın teknolojik ömrünü tamamlamamış olduğunu, SEKA İzmit İşletmesi’nin daha Ağustos 2004 tarihinde hazırlamış olduğu rapora göre 3.8 milyon dolarlık bir yatırımla tüm kağıt ürünlerinde piyasa koşullarında rekabet edebilecek düzeyde üretim yapılabileceğini, SEKA’ların Cumhuriyet fabrikası olduğunu, sanayileşmenin sembolü haline geldiğini, ulusal kağıt sanayinin SEKA olmadan var olamayacağını anlatan bildiriler, broşürler dağıtıyorlar. İşçilerin ellerindeki bilgileri eskiden SEKA’da genel müdür yardımcılığı yapmış, bu işlerden anlayan dostlarıma kontrol ettiriyorum, ufak tefek yatırımlarla zarar etmeden, kâr da ederek varlığını devam ettirebilir diyorlar. SEKA işçisi haklı. SEKA işçisi tam da haklı olduğu için vatan haini. SEKA işçisi devrin değiştiğini bu ülkede IMF’nin borçlu kamu kuruluşlarına kaynak aktarmaya izin vermediğini, artık bu ülkede, ulusal kağıt sanayi, yerli malı gibi kavram ve değerlerin modasının geçtiğini, dönen devranın yerli sanayi diyenleri vatan haini olarak nitelendiğini ithalat yapanları ise büyük iş adamları olarak onurlandırdığını halen göremedikleri için, “üretmenin” halen bir değer olduğunu sandıkları için vatan haini ve suçlular. SEKA işçisi 1936 yılından bu güne değin kağıt sanayinin ihtiyacı olan tüm altyapıyı bu ülkeye kazandırdığı için, 1970’lerden sonra özel sektörün istediği ara malı, teknik kadroyu yaratıp önlerini açtığı için, Bu ülkeye sekiz fabrika kazandırdığı için, Çırak okullarında binlerce “kağıtçı” yetiştirdiği için suçludur. Önümde 1936 yılında çekilmiş gururlu pırıl pırıl ürettikleri kağıt ellerinde bakanların resmi, kulağımda SEKA kapatılmasın diyen vatan hainlerinin sesleri… 16 Ocak 2005 RADİKAL 2
|
Sosyal Medya'da Paylaş!
