Menu

Karayollarında ölüme yollanan tarım işçileri

8 July 2015 - Adaletin İş Yüzü

Mart 2009: Adana’da tarım işçilerini taşıyan midibüse, ara yoldan çıkan kamyon ile arkasından gelen ve yine tarım işçilerini taşıyan midibüs çarpıştı. 19 Tarım işçisi yaralandı.
Eylül 2009: Gaziantep’te tarım işçilerini taşıyan kamyon ile otomobil çarpıştı. 14 tarım işçisi yaralandı.
Mayıs 2010: Konya’nın Yunak ilçesinde tarım işçisi olarak çalışmaya gelen Şanlıurfalı işçileri taşıyan traktörün römorku devrildi. Çoğu kadın 10 tarım işçisi yaralandı.
Mayıs 2010 : Çanakkale’nin Biga ilçesinde biber toplamaya giden işçileri taşıyan minibüs, yoldan çıktı, durağa çarptı. 26 tarım işçisi yaralandı.
Haziran 2010 :Adana’dan Siirt’e giderken, tarım işçilerini taşıyan  minibüs kaza yaptı. 2 tarım işçisi öldü.
Mayıs 2011 : Adıyaman’da tarlalarına çalışmaya giden tarım işçilerini taşıyantraktör yokuş aşağı inerken freni boşalıp şarampole yuvarlandı. 7 tarım işçisi yaralandı.
Haziran 2012 : Şanlıurfa’da tarım işçilerini taşıyan minibüs şarampole yuvarlandı. 1 tarım işçisi hayatını kaybetti, 20  tarım işçisi de yaralandı.
Eylül 2012 : Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde tarım işçilerini taşıyan minibüs traktörle çarpıştı. 19 tarım işçisi  yaralandı.
Aralık 2012: Mersin’in Tarsus ilçesinde tarım işçilerini taşıyan minibüs, yoldan çıkarak devrildi. 30 tarım işçisi yaralandı.Mayıs 2013: Adıyaman’da, tarım işçileri tarladan dönerken bindikleri minibüsün lastiği patlayarak köprüden uçtu. 9’u kadın 10 tarım işçisi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren evli 7 kadın tarım işçisi geride 38 çocuğu yetim bıraktı. Adıyaman valisi köprüde daha önce de kaza olmuştu, köprüyü inceleteceğiz üzgünüz dedi
Ağustos 2013 : Fındık sezonu nedeniyle Giresun’da çalışarak geri dönen Adıyamanlı tarım işçilerini taşıyan minibüs şarampole uçtu. 19 tarım işçisi yaralandı.
Aralık 2013 : Adana’nın Yüreğir ilçesinde tarım işçilerini taşıyan minibüs şarampole devrildi. 25 tarım işçisi yaralandı.
Temmuz 2014 : Aydın’da, tarım işçilerini taşıyan bir minibüs şarampole yuvarlandı. 21 tarım işçisi yaralandı.
Ekim 2014: Isparta’nın Yalvaç ilçesinde 24 kişilik midibüse 42 tarım işçisi bindirildi. Midibüs virajı alamayıp şarampole yuvarlandı. 18 tarım işçisi öldü, 28 tarım işçisi yaralandı.
Mart 2015 : Adana’nın Ceyhan ilçesinde tarım işçilerine taşıyan traktör devrildi. 2 tarım işçisi yaşamını yitirdi, 15 tarım işçisi yaralandı.
Temmuz 2015: Manisa’nın Gölmarmara İlçesi’nde kasasında tarım işçisi taşıyan kamyonet, süt tankeri ile çarpıştı. Kazada kamyonette bulunan 13’ü kadın olmak üzere 15 tarım işçisi öldü, 2 tarım işçisi yaralandı.
Gazete arşivlerini kabaca tarayınca bulduğum birkaç örnek  haber bunlar. Basın tüm bu cinayetleri eğer ölüm varsa “katliam gibi kaza”, ölüm yoksa “feci kaza”, “can pazarı” başlıklarıyla tanımladı.
Ölenler yaralananlar, biber, fındık, pamuk, elma, fıstık, üzüm vb. toplamaya giden tarım işçileriydi.
Ölürken yaralanırken onları koruyan yasaları yoktu, halen yok. Elliden az işçi çalıştıran tarım işinde çalışıyorlarsa, iş yasasının kapsamı dışındalar. Neredeyse tamamı kayıt dışı. Sosyal güvenliğin kapsamına dahi girmiyorlar.  Sadece “feci veya katliam gibi kaza” geçirdiklerinde kayıtlara girebiliyorlar.
Bu ülkede, balık istifi, traktör römorklarında, kamyon kasalarında, hurdaya çıkmak üzere olan minibüslerde taşınırken feci kazalar da yaralanan,  katliam gibi kazalarda can veren, yasaları, sosyal güvenlik hakkı bulunmayan, milliyetçiliğin kabartıldığı dönemlerde saldırıya uğrayıp linç olma tehlikesi yaşayan, çocuklarının okuma hakkı bulunmayan, konut, sağlıklı içme suyu hakkından yoksun yaşamak zorunda olan işçi grubuna tarım işçisi denilir.
Eskiden tarım işçileri Adana’ya çalışmaya giderken sorarlarmış nereye gidiyorsun diye. Tarım işçisi gür canlı bir sesle yanıt verirmiş: Adana’ya.  Adana’dan dönüş yolunda sorarlarmış nereden geliyorsun diye. Sıtmadan canı çekilmiş, çalışmaktan hali kalmamış, tarım işçisi zor duyulan cılız bir sesle yanıt verirmiş, Adana’dan. Şimdi, yolda can vermemişlerse yanıt verebiliyorlar.
Onlar tarım işçisi. Küçük Amerika olacağımız dönemde sıtmadan öldüler. Büyük Türkiye, çağ atlayan Türkiye, dönemlerinde ölmeye devam ettiler. Yeni Türkiye dönemine girdik halen ölüyorlar.
Bıraktık haklarının yasayla düzenlenmesini, halen bir yerden bir yere insan taşımayı düzenleyen 4925 sayılı “Karayolu Taşıma Kanunu’na”, “Karayolu Taşıma Yönetmeliği’ne” uygun olarak bir yerden bir yere öldürmeden, yaralamadan işçi taşımayı dahi beceremiyorlar. Yeni Türkiye diye övünmeye ise devam ediyorlar.  Ne diyelim, “insan bir kez utanırmış.”

EVRENSEL GAZETESİ 8 Temmuz 2015

Sosyal Medya'da Paylaş!
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterEmail this to someone

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

You may use these HTML tags and attributes: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>